19 Ocak 2013 Cumartesi

Siz Bizi Bilmezsiniz!


Zor zanaattir Su Ürünleri Mühendisliği. İn cin top oynar bizim çalıştığımız yerlerde. Köpeklerle konuşur, kedilerle dost oluruz. Balıklarla dertleşiriz. Evlenip, çor çocuk sahibi olup, şehirde 5 katlı bir apartman dairesinde, pembe panjurlu bir evimiz olmaz bizim. Haritada kimsenin yerini bilmediği, gün yüzü görmemiş vadilerde, turizm simsarlarının daha haberinin olmadığı cennet koylardadır evlerimiz. Tek katlı barakalarda, en güzel olanı yıkık dökük lojmanlarda yaşar gideriz biz.


Namımızdır mühendis, ama şanımız yürümez. Asgari ücretle başlarız bazen; bazen de aldığımız maaşı aylarca görmeyiz. Maaşımızı harcayacak bakkal bile bulamayız bazen.
Bazılarımızın çocukları da vardır. Bilirler onların anne – babaları olduğumuzu. Ama izi göremezler. Eve döndüğümüzde hep uykudadırlar onlar. Bazen Pazar günü gelir, izin bekleriz biz. Ama o gün mutlaka önemli bir iş çıkar. Bırakamayız balıklarımızı biz.
Bir türlü yaptığımız iş ederini bulmaz. İşçi ile patron arasında kalırız çoğu zaman. Kimi zaman taciz ediliriz. Fiziki ya da sözlü. Ne işçi beğenir yaptığımız işi, ne patrona yaranabiliriz.
Zaten okulda da hocalar der dururdu: “Bu çocuk adam olmaz.” diye. Hocalar da beğenmezdi yani bizi. Zurnanın zırt dediği yerde, en düşük puanlı mühendislik dalında okuyoruz biz.
Zam nedir bilmeyiz biz. 5 ay maaş alamadan yaşadığımız için, maaş aldığımıza şükrederiz. Sosyal yaşantı nedir bilmeyiz biz. Telefon çekmez bizim oralarda. Hayat bizim için paylaşınca güzel değildir.
İnşaat mühendisiyizdir biz. İşletmenin tüm yapısını biliriz. Veterinerizdir biz. Balık hastalıklarını biliriz. Gıda Mühendisiyizdir biz. En değerli gıdayı üretiriz. Ziraat Mühendisiyizdir biz. Üreticiyiz zaten en başta. Biyologuzdur biz. Balık biyolojisini de biliriz. İşletmeciyizdir biz. 10 personeli yönetiriz. Motordan da anlarız, balıktan da. Betondan da anlarız biz, havuzdan da. Ama asla iyi bir Su Ürünleri Mühendisi olamayız biz. Beğendiremeyiz kendimizi.
Su Ürünleri Mühendisiyiz biz. Göletlerde, derelerde, zalim denizlerde çalışırız biz. Hep nemlidir kuluçkahaneler. Hep ıslaktır ayaklarımız.
Su Ürünleri Mühendisiyiz biz. Hipermarkette raftan alıp yersiniz o balığı. Ama bizi bilmezsiniz siz hiç. Aslında biz hep oradayızdır.

Su Ürünleri Mühendisiyiz biz. “Açık deniz sevdalısıyım, suyu çok seviyorum” deriz biz. Denizi, suyu, balığı severiz. O bizi sevmese de. Platoniktir çoğu kez aşkımız. Bu yolda çalışırız biz. Halat keser, ayağımızı fidye veririz biz. Tonoz bağlarken ölürüz biz. Günde 6 defa kafeslere dalar bile bile deko yeriz biz. Lüks yatlara değil, düztaban sandallara bineriz biz. Cankurtaran yeleğimiz olmaz bizim. Ağ kafeslere yemlemeye giderken can veririz biz. Oradayızdır, gölün dibinde siz bizi bulamasanız da.

Su Ürünleri Mühendisiyiz biz. Değerliyiz. Siz bilmeseniz de…

Eray Erman’ın anısına… (Foto: Eray Erman ve arkada suya düştüğü tekne)
Saygılarımla.
 ______________________________________________


Cem Kadeş Su Ürünleri Mühendisi 

(Cem Kadeş'in 20 Mayıs 2012 tarihli yazsından alıntıdır)


 ______________________________________________________________


_______________________________Yorumlar_______________________________


_________________________