Kurbağaların,
Türkiye’de 11 türü bulunmaktadır. Bunlar Rana, Hyla, Bufo, Pelabotes, Bombina
ve Palodytestir. Bu türler içerisinde ekonomik değeri olan ve ihracaatı yapılan
Rana cinsinin ülkemizde 5 türü yaşamaktadır;
Rana
ridibunda (Ova Kurbağası)
Vücut
dorsalde yeşilimsi gri, açık ya da koyu kahverengi olabilir. Vücut üzerinde
daha koyu renkte benekler bulunur. Sırt kısmının ortasında bazen açık renkli
bir bant bulunabilir. Karın bölgesi genellikle kirli beyaz ya da sarımsı
renktedir, karın daha küçük benkler ihtiva eder. Diğer Rana türlerinde bulunan
temporal (şakak) bant bunlarda bulunmaz. Dişilerinde ses kesesi bulunmaz.
Erkeklerdeki ses kesesiyse, ağzın hemen arkasında ve iki taraftadır. Erkekler
dişilere oranla biraz daha küçüktür.
Bir
dişi bir defada 5-10 bin yumurta bırakabilir. Göz ve burun delikleri su dışında
kalacak şekilde suda dururlar. Ağırlıklı olarak böcek gibi eklembacaklılarla
beslenirler. Boyları 10-15 cm kadar olabilir.
Bol
bitkili havuz, göl ve ağır akan sularda, daha çok alçak ovalardaki sularda
bulunurlar. En çok da su üzerine çıkmış yaprakların üzerinde bulunurlar. Dağlık
bölgelerde az bulunmalarına karşın yüksekliği 2500 metreye kadar olan yerlerde
bulunabilirler.
Rana
dalmatina (Çevik Kurbağa)
Vücut
dorsalde sarımtırak tonlardan kahverengiye kadar değişir. Benekler çok küçük
noktalar halindedir. Karın bölgesi sarım beyaz ve lekesizdir. Bulundukları
çevreye renk uyumları çok iyi olduğundan, fark edilmeleri çok zordur. Bir
defada 2 m sıçrayabilirler (Demirsoy. 1996).
Dişiler
bir defada 700-1400 tane yumurta bırakabilirler. Temporal (şakak) bant bulunur.
Ağırlıklı olarak böcek gibi eklembacaklılarla beslenirler. Kışı suların
altındaki çamurların içinde geçirirler. Boyları 5-6 cm kadar (en fazla 10 cm)
olabilir.
Yaprak
döken ağaçlardan oluşan orman ve koruluklarda, yaprakların altında, yüksek
bitkili ıslak çayırlarda bulunurlar. Suya ancak üreme zamanlarında girerler.
Yüksekliği 1500 metre kadar olan yerlerde bulunabilirler.
Rana
macrocnemis (Uludağ Kurbağası)
Vücut
dorsalde genellikle pembemsi kahverengi ve bazen de tuğla kırmızısıdır.
Üzerlerinde kahverengi, siyahımsı benekler bulunur. Karın bölgesi sarımsı pembe
ya da pembemsi ve beneksiz olur. Bazılarında baş ve boğaz kısımlarında küçük
benekler bulunabilir. Temporal (şakak) bant bulunur. Erkeklerinde iç ses kesesi
bulunur. Üreme zamanları Nisan-Mayıs ayları arasında olur. Ağırlıklı olarak
böcek gibi eklembacaklılarla beslenirler. Boyları 7-8 cm kadar olabilir.
Açık
arazide, ıslak çayırlıklarda ya da ağaçlı dağlardaki küçük derelerin, suyu
temiz göllerin kenar bölgelerinde bulunurlar. Yüksekliği 1000-2300 metre kadar
olan yerlere kadar yayılım gösterirler.
Rana
camerani (Şerit Kurbağası)
Sırt
bölgesinin rengi ince noktalı, tuğla kırmızısı ya da gri kahverengi yeşilimsi
olur. Benekleri, koyu renkli kahverenginden yeşilimsi kahverengiye kadar
değişir. Karın bölgesi erkeklerde sarımsı ya da beyaz, dişilerdeyse pembemsi
olur. Temporal (şakak) bant bulunur. Erkeklerinde iç ses kesesi bulunur. Üreme
zamanları Nisan-Temmuz ayları arasında olur. Ağırlıklı olarak böcek, örümcek
gibi eklembacaklılarla beslenirler. Boyları 4-9 cm kadar olabilir.
Çıplak
dağların ıslak zeminli çayırlık bölgelerinde, açık orman kısımlarında, dere
kenarlarında ki nemli çayırlarda bulunurlar. Yüksekliği 1000-3000 metre arasıda
olan yerlere kadar yayılım gösterebilirler.
Rana
holtzi (Toros Kurbağası)
Vücut
dorsalde sarımsı kirli yeşil ve bazen siyah ya da esmer kahverengi benekleri
bulunur. Karın bölgesiyse genelde pembemsi, bazen de sarımsı gri olur. Temporal
(şakak) bant bulunur. Erkeklerinde iç ses kesesi bulunur. Ağırlıklı olarak
böcek gibi eklembacaklılarla beslenirler. Boyları erkelerde 6 cm, dişilerdeyse
7.5 cm kadar olur.
Su
içerisinde ender olarak bulunurlar. Daha çok göl çevresindeki çayırlıklarda
gözlenmişlerdir. Yüksekliği 2500-2600 metre kadar olan yerlerde bulunurlar.
Üreme
Kurbağaların
cinsi olgunluğa gelmeleri dişilerde 1-2, erkeklerde 3-4 yaş civarıdır. Eşeysel
olgunluğa ulaşan kurbağalar üreme zamanı geldiğinde suya girerler ve larva
safhalarının sonuna kadar da suda kalırlar. Daha sonraları kurbağalar karasal
yaşama geçerler.
Erkek
kurbağaların vücut yapıları dişilerden oldukça iri (büyük) olduğundan ayırt
etmek zor değildir. Erkeklerin kulak zarı daha büyük ve gözler daha iridir.
Erkeklerin gırtlakları parlak sarı renkli dişilerinki ise beyaz ve kahverengi
beneklidir. Yetişkin erkek kurbağalar üreme mevsiminde bazı sesler çıkartırlar
ses çıkartma üreme zamanları Şubat ayı sonu ile Ağustos ayı sonuna kadar devam
etmektedir ve bu sayede erkekler kolayca ayırt edilir.
Kurbağalarda
gerçek bir çiftleşme yoktur. Bunun için bu çiftleşmeye kucaklaşma (amplexus)
denilmektedir. Kurbağaların çiftleşmeleri genelde geceleri olur ve senede 3-4
dönem yumurtlama olmaktadır. Her dönemde 5.000-10.000 adet arasında yumurta
bırakmaktadırlar.
Kurbağalar
ayrı eşeylidirler. Erkek ve dişi üreme organları ayrı fertte bulunur.
Erkeklerdeki testislerde olgunlaşan spermatozoonlar bir kanal ile böbreklere
oradanda dışarıya atılırlar. Testisler üzerinde sarı renkli bir çift yağ
cisimciği vardır. Bunlar kurbağaların kış uykularında beslenmelerini sağlar.
Dişi
kurbağalarda bir çift ovaryum bulunur. Ovaryumların büyüklükleri yaşa ve
mevsime göre değişiklik göstermektedir. Ovaryumların üzerinde erkeklerde olduğu
gibi bir çift yağ cisimciği bulunur. Bu yağ cisimleri kış aylarında dişi
kurbağanın kış uykusunda beslenmesini sağlar.
Yumurta
ve Larvalar
Ovaryumda
olgunlaşan yumurtalar vücut boşluğuna dökülürler. Buradan yumurta kanalına
geçer oradan uterusa ve daha sonra kloak yoluyla dışarıya atılırlar. Yumurta,
yumurtlama borusundan geçerken etrafı jelatin bir kılıfla sarılır. Yumurta suya
düşünce, kılıf şişer. Bu jelatin madde yapışkan olduğundan yumurtalar bir grup
teşkil eder.
Jelatin
içindeki embriyo gelişerek larva meydana gelir. Bu larvalar kılıftan hareketli
bir halde çıkar ve serbest yüzmeye başlar. Bunlara iribaş veya tetar denir.
İribaşların ilk safhasında dış solungaçlar gelişir ve solunumu bunlarla yapar.
Kurbağa yumurtaları küreseldir. Yumurta çapı 7-10 mm civarındadır. Bir dişi
kurbağa ortalama olarak 9.000 yumurta yumurtlamaktadır. Yaşlı kurbağalar 12.000
adete kadar da yumurtlayabilirler. Yumurtalar 24-27°C aralığında yaklaşık 3 gün
içerisinde açılır. 1-1.5 ay sonra iç solungaçlarla yüzgeçler gelişir. İribaşlar
2-2.5 aylık olunca arka bacaklar, 4 aylık olunca ön bacaklar gelişir. 6-6.5
aylık olunca metamorfoz (başkalaşım) geçirerek kuyruk, solungaç ve solungaç
yarıkları tamamiyle yok olur. Yerine akciğerler gelişir ve böylece kurbağalar
karasal yaşama başlarlar. Bu safhada kurbağalar herbivordur (bitkiyle
beslenirler).
Kurbağalarda
başkalaşım sonucu şekil değiştirme kuyruğun tamamen yok olmasıdır. Şekil
değiştirmede önemli olan su ısısıdır. Su ısısı 16°C nin altına düştüğü zaman
yavrular şekil değiştirmeyi yapamazlar. Bunun için yavrular güneş ışığında
belirli zamanlarda tutularak şekil değiştirmelerine yardımcı olunmalıdır. Eğer
yavrular şekil değiştirmeyi gerçekleştiremezlerse ölüm kaçınılmaz olur.
Beslenmeleri
Ergin
kurbağalar (Anura) yalnız canlı ve hareketli böcek, solucan ve küçük
yumuşakçalarla beslenirler. Sucul formlardan büyük formda olanları küçük balık
ve kuş gibi hayvanlarla da geçinebilirler. Hatta bazı türler kendi larvalarını
da yiyebilirler (kanibalizm). Kuyruksuz kurbağada (Anura’da) olduğu gibi dil
öne doğru fırlatılarak dilin yapışkan uçları ile avlarının yakalanmasını
sağlar. Bir çok su kurbağasında (Ranidae) ava nişan alınarak dil fırlatılır.
Kuyruksuz
kurbağa larvaları ise sudaki alglerle ve ölü hayvan kırıntılarıyla geçinirler.
Besinleri protein açısından oldukça zengindir. Soğuk kanlı hayvanlar
olduklarından vücütlarında çok fazla miktarda yağ ve glikojen depo etmeye gerek
duymazlar. Çünkü bunların metabolizması oldukça düşük düzeydedir. Uygun
sıcaklıklarda ve besin sunumunda kurbağalar çok miktarda besin alabilme
yeteneğindedirler. Bunun yanısıra bir aydan fazla açlığa dayanabilirler.
Yumurtadan
çıkan yavrularda başın altında vitellüs (besin) kesesi vardır. Yavrular ilk bir
hafta bu besinleri kullanırlar. Besin kesesi kullanımı bittikten sonra (asorbe
olduktan sonra) dışarıdan besin almak zorundadırlar. Soğuk kanlı olmaları ve
ince olan derileriyle fazla miktarda su kaybettiklerinden, aşırı sıcaklık ve
kuraklığa karşı dayanıklı değillerdir. Sucul iki yaşamlılar kış uykusu için göl
ve nehirlerin donmayan dip kısımlarına çekilirler.
Kurbağa
larvaları Rhynchota (Hortumlular), Coleoptera (Kin kanatlılar) gibi sucul
böcekler tarafından yenir. Aynı zamanda Odonata (Tayyare böcekleri) larvalarıda
genç evrelerinde kurbağa larvaları ile beslenmektedir. Lucilia adı verilen bir
sinek yumurtalarını Bufo ve Rana türleri üzerine bırakır. Birkaç gün içinde
çıkan larvalar bu kurbağalarda doku bozuklukları, daha sonrada ölümler meydana
getirirler.
Kurbağalar
şekil değiştirmeyi (metamorfoz) tamamladıktan aşağı yukarı 7-8 ay sonra pazar
ağırlığına ulaşırlar. Devlet İstatistik Enstitüsü (D.İ.E.) 2000 verilerine
göre, ticari boydaki (30-80 gr) canlı kurbağanın birim fiyatı 5 TL/kg’dır.
Canlı,
donmuş bacak, taze bacak ve konserve şeklinde ihracattaları yapılmaktadır.
Sınıflandırması
Şube
(Phylum) : Chordata
Alt-Şube
(Subphylum) : Vertebrata
Sınıf
(Classis) : Amphibia
Takım
(Ordo) : Anura
Aile
(Familia) : Ranidae
Cins
(Genus) : Rana
Tür
(Species) : Rana ridibunda (Pelophylax ridibundus) Pallas 1771
Tür (Species) : Rana
dalmatina (Rana agile) Bonaparte, 1838
Tür (Species) : Rana
macrocnemis Boulenger, 1885
Tür (Species) : Rana
camerani Boulenger, 1886
Tür (Species) : Rana
holtzi Werner, 1898
____________________________________________
M. Doğan Özdemir