Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ve 21 CHP milletvekili
balıkçılık sektörünün sorunlarının çözümü için Meclis araştırması açılmasını
istedi. Önergede Meclis Araştırmasının, Balıkçılık sektöründe yaşanan
sorunların sektörde faaliyet gösterenlerle birlikte çözümü, korunması,
geliştirilmesi; Meclis araştırması açılarak, sektörle ilgili sorunların
ayrıntılarıyla incelenmesi, çözümüne yönelik politika ve önlemlerin en kısa
sürede hayata geçirilmesi için açılması gerektiği ifade edildi.
Havutça’nın hazırladığı önergenin gerekçesinde, Türkiye’nin
toplam tarım alanları kadar deniz ve içsu toplam yüzey alanı 25 milyon hektar
olduğu belirtildi. TÜİK 2011 verilerine göre deniz ürünleri olarak balıkçılıkta
toplam 37.747 kişiye doğrudan istihdam sağlandığı anlatılan önergede, “Büyük
bir potansiyel ve sektörel hacme sahip balıkçılığın GSYH’ye sağladığı katkı ise
sadece % 0,4 oranındadır” denildi.
Balıkesir Milletvekili Havutça’nın hazırladığı Önergenin
gerekçesinde şu bilgilere yer verildi:
“Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada
konumunda ve 8.333 km’lik kıyı şeridine sahiptir. Diğer yandan 177.714 km
uzunluğunda akarsuları bulunmaktadır. Türkiye’deki toplam tarım alanları kadar
deniz ve içsu kaynaklarımızın toplam yüzey alanı 25 milyon hektardır. Bu nedenle
balıkçılık kaynaklarının etkin verimli kullanılması son derece önemlidir. FAO –
Balıkçılık ve Enformasyon ve İstatistik Servisi Su Ürünleri 30.11.2012 tarihli
verilerine göre Türkiye’nin toplam su ürünleri üretim miktarı 2008 yılında
646.310 ton ve 2009 yılında 622.962 ton 2010 yılında da 653.660 ton olarak
hesaplanmıştır. 2011 yılında 190 bin tonu yetiştiricilikten olmak üzere 703.545
ton su ürünleri üretimi gerçekleşmiş, 2012 yılı 750.000 ton hedeflenmiştir.
TÜİK 2011 verilerine göre deniz ürünleri olarak balıkçılıkta çalışanların
sayısı Karadeniz 16.486, Marmara 8.240, Ege 8.678, Akdeniz 4.343 olmak üzere
toplam 37.747 kişiye doğrudan istihdam sağlamaktadır. 167.558 avcılık
ruhsatının bulunduğu Türkiye’de balıkçıların 3.996’u tirol, 8.720’si gırgır, 2.752’si
tirol-gırgır, 288’i taşıyıcı gemi, 21. 991’i de diğer gemi ve tekne türlerinde
çalışmaktadırlar. Su ürünleri sektörü ihracatta yarattığı katma değer yönünden
de büyük bir öneme sahiptir ve TÜİK verilerine göre, 2011 yılı ihracat 66.737
ton, 65.698 ton, içtüketim 468.040 ton, işlenen 228. 709 ton,
değerlendirilemeyen 5.756 ton ve kişi başı tüketim ise 6.329 kg.’dır. Bu
verilerden de anlaşıldığı gibi böylesine büyük bir potansiyel ve sektörel hacme
sahip balıkçılığın GSYH’ye sağladığı katkı ise sadece % 0,4 oranındadır.
Son yıllarda, komşu ülkelerle ortak kullanılan Karadeniz,
Ege ve Akdeniz’de kirlilik nedeniyle balık stoklarında azalma görülmektedir.
Bir iç deniz olan Marmara Denizi’nde de görülen kirlilik her geçen gün artmakta
ve büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Kirliliği önlemek için ulusal ve
uluslararası çözüm arayışlarına ağırlık verilmesi balıkçılık açısından büyük
öneme sahip denizlerimizin korunup kollanması, balık türlerinin devamlılığı
için tüm ülkelerin kurallara titizlikle uymasının sağlanması hayati önem arz
etmektedir.
Türkiye’de avcılık yoluyla elde edilen üretim miktarının,
avlanabilir stok büyüklüğünün sınırına eriştiği de kabul edilmektedir. Bu
nedenle ülkemizde avlanma miktarının artırılması yerine sürdürülebilir
avcılığın sağlanabilmesi için önlemlerin alınması, bu amaçla stokları koruyucu
ve geliştirici yönde araştırmaların yapılması ve koruma-kontrol çalışmalarının
sektörden geçimini sağlayanların da düşünülerek yürütülmesi, balıkçılıkta
arz-talep dengesi oluşturularak sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması hayati
bir önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra sektörünün sorunlarının çözümü için
devletin koordinatörlüğünde özel sektör, kooperatifler ve sektörde örgütlü olan
balıkçıların iş birliğinin sağlanması gerekliliği bulunmaktadır.
Balıkçılık sektöründe yaşanan sorunların sektörde faaliyet
gösterenlerle birlikte çözümü, korunması, geliştirilmesi; Meclis araştırması
açılarak, sektörle ilgili sorunların ayrıntılarıyla incelenmesi, çözümüne
yönelik politika ve önlemlerin en kısa sürede hayata geçirilmesi için
Anayasa’nın 98′inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105′inci maddeleri gereğince “Meclis Araştırması” açılmasını arz ve talep ederiz.”
______________________________________________________
Kaynak: chp.org