31 Temmuz 2012 Salı

Balık Çiftlikleri ve Deniz Kirliliği


Su ürünleri yetiştiriciliği son 10 yılda en hızlı büyüyen gıda üretim sektörüdür. Dünyada toplam su ürünleri üretimi 150 milyon ton dolaylarında olup; bunun % 30’u yetiştiricilik yoluyla elde edilmektedir. Hızla artan su ürünleri talebinin karşılanması, açlığın önlenmesi, dengeli ve sağlıklı beslenme, doğal balık stokları üzerindeki av baskısının azaltılması ve su kaynaklarının balıklandırılması amacıyla su ürünleri yetiştiriciliği yoğun olarak yapılmaktadır. Bu da ister istemez deniz suyunun kirlenmesi tartışmalarını beraberinde getirmektedir.

Su Ürünler Potansiyelimiz
Doğal göller, baraj gölleri ve göletler olmak üzere toplam 26 milyon hektar su ürünleri potansiyelimiz olmasına rağmen, deniz balıkları yetiştiriciliği için kullanılan alan 4 hektardır. Türkiye’nin toplam kıyı uzunluğunun ancak % 0,2 si yetiştiricilik için kullanılmaktadır. Ülkemizde yılda yaklaşık 140 bin ton su ürünleri üretilmektedir. Kişi başına tüketim ise Türkiye’de 7-8 kg, Dünya’da ortalama 16 kg, Avrupa Birliği’nde 25 kg dır. Dünya ortalamasını yakalamak için 2 katı, AB ortalamasına ulaşmak için 3 katı balık tüketmemiz, tüketebilmek için de en az 1- 1,5 milyon ton balık üretmemiz gerekmektedir. Bu miktarın denizlerden avcılık yoluyla elde edilmesi mümkün değildir. Halen toplam 303 adet su ürünleri işletmesinden yılda 80.000 ton üretim sağlanmaktadır. Hali hazırda işletmelerde 500 milyon dolarlık balık bulunmaktadır. Toplam 20 adet kuluçkahane 220 milyon yavru balık üretimi gerçekleştirmekte, deniz balıkları üretimi 10.000’i doğrudan olmak üzere 25.000 kişiye istihdam sağlayarak, toplam yatırım tutarı 1 milyar doları bulmaktadır.

Denizlere Çevresel Olarak Etki Eden Sektörler
Denizlere çevresel olarak etki eden faaliyetler kentsel yerleşimler, endüstriyel işletmeler, nükleer ve termik santraller,turizm faaliyetleri, yazlık konutlar, yatçılık, zirai faaliyetler, deniz trafiği, madencilik, askeri tatbikatlar ve su ürünleri üretim faaliyetleridir.

Gerçek Kirleticiler Kimlerdir?
Su kirliliğinin en önemli etkenlerinden olan evsel ve endüstriyel atık suların arıtılması ile ilgili olarak ülkemizde; endüstriyel işletmelerde arıtma tesisine sahip olanlar ancak %9’dur. Arıtma tesisi bulunmayan kuruluşlardan; özel sektörün oranı %16 iken, kamu sektörünün oranı ise %84’tür. Ülkemizde faaliyette bulunan organize sanayi bölgelerinden sadece %14’ünde arıtma tesisi bulunmaktadır. Ülkemizdeki turistik tesislerin ise %81’inde arıtma tesisi bulunmamaktadır. 3215 belediyenin bulunduğu ülkemizde, 141 belediyede kanalizasyon sistemi vardır, bunun da sadece 43 tanesinde arıtma tesisi bulunmaktadır. Bir başka ifade ile kanalizasyon sularının %98.67’si hiç arıtılmadan ırmaklara, göllere ve denizlere bırakılmaktadır. Endüstrinin ürettiği zehirli ve ağır metaller ihtiva eden atık sulara gelince; yılda 930 milyon metreküp endüstriyel atık suyun sadece %22’si arıtılmakta, %78’i ise arıtılmaksızın doğrudan göl, ırmak ve denizlere verilmektedir. Deniz ortamına giren ve kirletici olan azot ve fosfor kaynakları incelendiğinde en sorunsuz kaynağın su ürünleri üretimleri olduğu görülmektedir. 2005 yılında, Muğla kıyılarındaki balık çiftliklerinin çevresel etkilerinin izlenmesi ile ilgili olarak yürütülen çalışmada; 80 farklı noktadan alınan su nümunelerinin analizinde liman, otel ve tatil sitelerinden deniz ortamına giren azot yükünün kabul edilebilir değerlerin üstünde olmasına karşılık balık çiftliklerinden kaynaklanan azot yükünün kabul edilebilir değerlerin çok altında olduğu görülmüştür. Muğla niversitesi’nin Göcek’te yaptığı bir araştırmaya göre, yoğun yat trafiği nedeniyle deniz suyundaki kirlilik en üst seviyeye ulaşmıştır. Uzmanlar, acil önlem alınmaması durumunda Göcek koylarının doğal güzelliğini kaybedeceği uyarısında bulunmuşlardır. Yaz aylarında Gökova’da dolaşan beş bine yakın teknenin sintinelerini boşaltabileceği bir veya iki boşaltım noktasının olması yat kirliliğinin başka bir sebebidir.

Hangi Durumlarda Su Ürünleri İşletmeleri Çevreye Zarar Verir
  • Kötü yer seçimi (derinlik, akıntı, rüzgar vb.),
  • Aşırı stok yoğunluğu,
  • Yüksek üretim kapasitesi,
  • Uygun olmayan mühendislik,
  • Yetersiz derinlik,
  • Rotasyon uygulanmaması,
  • Tesisler arası mesafenin yetersizliği,
  • Yetersiz mali destek, yetersiz ekip ve kötü çiftlik yönetimi gibi durumlarda balık çiftlikleri çevreye zarar verebilmektedir.

Su Ürünleri Yetiştiriciliğinin Potansiyel Çevresel Etkileri
Balık çiftliklerinde genel görünümü ve estetiği bozma, ulaşımı etkileme, doğal balık popülasyonlarını etkileme (hastalık taşıma ve genetik etki) ve hastalıklara karşı kullanılan antibiyotiklerin çevresel etkileri görülebilmektedir. Su kolonunda ötröfikasyon, toksik alg patlaması olasılığı (Gymnodinium aureolum), doğal su sirkülasyonunu değiştirme ve su kalitesini bozma, dipte sedimentasyon oranında artış ve organik zenginleşme, metan ve hidrojen sülfür üretimi ve gaz sızıntısı, sülfür bakterilerinin gelişimi (Beggiatoa sp), biyokimyasal oksijen ihtiyacında artış, makrofauna biyokütlesi, bolluk ve tür kompozisyonunda, azalma, fırsatçı türlerin (Capitella capitata) artışı gibi olumsuzluklarla da karşılaşılabilmektedir. Ancak daha büyük kirletici unsurları görmezden gelerek, kıyılardan rant sağlamak ve politik çıkar sağlamak adına fanatik bilinçsiz çevreci guruplara ve halka kültür balıkçılığının doğa katili bir sektör olarak tanıtılması, hedef gösterilmesi, denizlerdeki kirlenmenin günah keçisi haline getirilmesi son derece yanlıştır. Bu açıdan yetiştiricilik yapılacak potansiyel alan çalışmalarının en kısa zamanda bitirilmesi ve böylece gelişen teknoloji ve artan pazar taleplerinin sektörü büyümeye yöneltmesi, artan kapasite ihtiyacı için uygun alanların kültür balıkçılığına tahsis edilmesi sağlanmalıdır. Sağlıklı su ürünleri üretimi ve tüketimi için kültür balıkçılığı önündeki engellerlin kaldırılması gerekmektedir.

Kültür Balıkçılığının Sorunları
Kültür balıkçılığı sektörü üzerindeki yetki kargaşasından doğan çok başlılık nedeniyle, kültür balığı üreticileri müsaade alabilmek için 14 ayrı kuruma gitmek zorunda kalarak 53 ayrı işlem yaptırmaktadır. Sadece çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporunun alınabilmesi için 18 ayrı kurum ile ortalama iki ÇED toplantısı yapılıyor olması, bu işlemler neticesinde de bir balık çiftliği için izin alma sürecinin ortalama üç yıl sürmesi, tesislerin ödediği vergiye karşılık; yol, kanalizasyon, elektrik vs gibi ihtiyaçlarının karşılanmaması ve bu nedenle insani çalışma şartlarının sağlanamaması kültür balıkçılığının diğer sorunlarıdır.

Çevresel Duyarlılık
Su ürünleri üretiminin doğal çevreye zarar vermemesi için, Avrupa Birliği vizyonu içinde sorumlu üretim, sürdürülebilir gelişim ilkesiyle, çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik kapsamında bir çok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmalardan bazıları şunlardır:
  • Su ürünleri işletmelerinin çevresel etkilerinin izlenmesi ile ilgili TÜBITAK projesi (TÜB,ÜOB,TÜBİTAK-MAM, SUFED),
  • ÖÇKKB ile Datça-Bozburun ÖÇK alanındaki balık çiftlikleri konusunda işbirliği,
  • Muğla, İzmir, Aydın ve Ordu illerinde izleme programları,
  • AB’ye uyum çalışmaları ( Mevzuat uyumu, çevresel izleme standardının geliştirilmesi),
  • Orkinos işletmelerinin çevresel etkilerinin izlenmesi,
  • Çevresel yönetim sistemlerinin yaygınlaştırılması (ISO-14001),
  • Çevresel etkiler konusunda düzenlenen eğitim seminerleri.


Komşumuz Yunanistan’da 414 adet deniz balığı çiftliği bulunmaktadır. Ve bu çiftliklerle ilgili bizdeki gibi çıkarılan zorluklar bir yana teşvik edici bir çok yasal düzenleme mevcuttur. Ülkemizde turizm sektörü ile olan alan çakışması ve ortada büyük bir rantın bulunması, birkaç kötü kurulmuş ve yönetilmiş deniz balığı çiftliği üzerinden su ürünleri üretiminin çevre düşmanıymış gibi yansıtılması son derece yanlıştır. Unutmamak gerekir ki balık ancak temiz suda yaşayabilir. Kirlenmiş bir su ortamını hiçbir yetiştirici istemez. Bu bakımdan, uygun olmayan yöntemde ve yerde yetiştiricilik yapan işletmelerin sağlıklı üretim yapanlardan ayrı tutulması gerekir.

Bu yayın www.ekolojimagazin.com sitesinden alıntıdır.


_______________________________Yorumlar_______________________________


_________________________